Giriş,gelişme ve sonuç...Herşey ne kadar mükemmel bir kurgu ve sisteme oturtulmuş.
Mesela;ya asansörle çıksaydık yaşam gökdeleninin katlarını;insanı şok eden bir kolaylık ve çabukluk içinde.Mesela doğduğumuz anda,tüm hayatımıza ilişkin günlük hatta saatlik bir program sunulsaydı elimize!Ne kadar korkunç olurdu kimbilir;geleceğin muammasındaki umut ve iyimserliği yitirmek...Ve kendi filmimizde figüran bile olmadan,başrolü oynatsaydı hayat bize!
Belki çoğumuzun serüveni,başlamadan biterdi.
En başta benim serüvenim!!!40 yıldır süregelen,bu yorgun,bu çılgın ama vazgeçmez yolculuk...Beynimin kulvarında;vardıkca uzaklaşan bir hedefe kenetlenmiş,bu amansız yarış!Hep yarına endeksli ,kocaman mutluluklar...Ve hep çok uzaklara bakarken,burnumun ucunda göremediklerim...Bu telaş ve acele içinde kaçırdığım;nice geri dönülmez,tekrarsız güzellikler.Bu önem ve önemsizlik savaşında yokolmuş;küçük sevinçler,küçük umutlar!Küçük şeylerin can acıtan büyük kayıpları...Ve kanatlarını bilenmiş gerçeklerle kestiğim;beynimin kafesinde ,yalnızlığına hapsedilmiş ''yüreğim''...
Kendimi özlüyorum,bugünlerde sıkca!!!İçim ürperiyor,aynalarda gözlerimden bakan farklı bir benle gözgöze gelince!Kim diyorum ,bu yabancı?Bedenimi giyinmiş bu sahtekar!!!
Kimin bu;ruhu çalınmış,ışıkları söndürülmüş bakışlar?!!
Sonra,kaçamak buluşuyorum hatıralarda;yitirdiklerimle...Bir damla,bir damla daha;oyuk oyuk düşüyor,yüreğimin mermerine!!!
Çocukluğumun sokaklarından geçiyorum;çocukluğumu saklayan bu şehirde...Hiçbir şey bıraktığım yerde değil!Aradığım hiçbir sokağı bulamıyorum.Sokakları belleten hiçbir ev,hiçbir dükkan,hiçbir ağaç kalmamış ki bugüne!Nerde bakkal Mehmet amca,nerde Dondurmacı Hasan,nerde Taşdöner Sineması,nerde Dede Pide Fırını,nerde okul yolundaki dörtyol ağzında iğne -iplik satarak yaşamaya çalışan-bir trafik lambası,bir ağaç kadar yeriyle bütünleşmiş-kambur yaşlı adam?!!!Nerdeler???Beni bu şehre ait kılan ve benden sonra yokolanlar....
Nerde ;okul yolunda,ağabeyinin elinden tutmuş;örgülü saçlı,siyah önlüklü,yere değen çantasını sürükleyerek,büyük özlemlere yürüyen ;o küçük kız!!!
Derken,kayboluşlar arasında bulabilmeyi başardığım;anneanemlerin evi!
Nasıl da sımsıkı yummuş gözlerini;bütün yitenlere,bütün gidenlere...Nasıl da saklanmış,bahçesindeki hatıralar kadar eski ağaçların arkasına!Belki yalnızlığının,belki terkedilmişliğinin,belki de değişimlerin utancını yüklenerek...
Ah dedeciğim!Ah!Nasıl da zehir ettin hayatı kendine;bahçe duvarı sınırını zorlayan çocukları kovalarken...Şimdi kapının önünde dağ gibi çöpler,inşaat atıkları,bahçe duvarında seyyar satıcıların tezgahlarıyla nasıl masum bir istila yaşandığını görseydin;ne kadar üzülürdün kimbilir!Ama o zamanki çabalarına mı?Yoksa bu hale mi?Onu kestiremiyorum...Ben eşyaların;sahiplerinin kişiliğini ve ruhunu giyindiğine inanırım herzaman!!!Bu ev de tıpkı dedem gibi; herşeye rağmen bütün gururuyla;sesiz ve ölü;yaşıyor işte!!!
Öylesine şaşkın,öylesine sığıntı dolaşıyorum ki sokaklarda.Sabahın ilk rehavetini attıktan sonra;dükkanının önünü karşı kaldırıma kadar sulayıp,temizliğini tamamlayan;derken bir iki sandelye atıp,sabah muhabbetine başlayan esnaf,eminim ki tanımamıştır beni!Ya deli diyorlardır yada bir Anadolu şehrini inceleyip,etüt eden bir turist...Beni incelerken,dükkana alışveriş için gelen pekçok müşteriyi kaçırdıklarının farkındalar ama;para kazanmak,hayat mücadelesi gibi problemlerden o kadar arınmış görünüyorlar ki,umurlarında bile değil!Zaten dükkanlarının içinden çok dışında olmaları için, pekçok bahaneleri var...
Bu şehirde birileri durmaksızın,hatıralarımı yağmalıyor!!!
Birara Sakız Bakkaliyesi çarpıyor gözüme!Çocukluğumdan kalma ve hala ayakta bir mekan,biraz yaşlanmış olsa da tanıdık bir yüz...Herşey o denli aynı ki!!!Reçellerin,turşuların raflardaki yerleşimi bile değişmemiş...İnanılmaz geliyor bu sabit kalış;onca değişime meydan okurcasına!Sadece sahibinin oturuşu farklı.Sırtını cama dönmüş ve iyice gömülmüş tezgahın arkasına.Birşeyleri görmemek,birilerine görünmemek ister gibi!!!
Evet biliyorum aslında,hakkım yok şikayete!Hesap sormaya asla!
Umutlarımın,özlemlerimin peşinden koşarak,terkettiğim bu şehir;nice umut ve özlemlerle ona koşup,sahiplenenlerin tercihleriyle yaşıyor!!!Oysa burası;benim yaşam denizimde sadece fırtına dinene kadar,sığındığım bir liman....Ve ne kadar değişirse değişsin,nice ilkleri,nice dev mutlulukları ,nice gönül şenliğini yaşadığım;çocukluğumu saklayan yer burası!
Bir nostalji...Bir buluşma...Ve küçük bir mola...
Ve şimdi yeniden ,yarışa devam!!!
çatıdaki çiçekler_sayfa:17
deneme&fotograf
selma Çuhacı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Vakit ayırdığınız ve yorumunuz için teşekkür ederim ))