Bazen yüklük,bazen tavan arası olarak isimlendirilse de,amacı ve niteliği her zaman;sandık odasıdır....
Seyrek açılan bir kapının ardında;günlük hayattan arındırılmış,sakladığı eşyalar kadar unutulmuş ve yalnız,bir kaç metrekareye sığdırılmış,hüzünlü ve sessiz,boyun eğmiş;kocaman dünyalar...Sandıklar dolusu umuteskisi,bohçalar dolusu hatıra ve her köşede yılların tozlu parmak izleri......
Henüz ufacık bir çocuktum diye başlar ya anlatmalar,gerçekten de öyle!!!
Gördüklerimi ve duyduklarımı beynimde şekillendirebilmeye başladığım ilk yıllarda;Aydın'ın en güzel evlerinden birinde oturabilmenin mutluluğunu da yaşamayı öğrenmiştim...
Büyüklerin güzellik kriterleri neydi bilmiyorum ama, benim için bu evin kocaman bir balkonunun olması yeterli bir özellikti!
Koşup oyunlar oynayabildiğim,oyuncak arabalarımı sürebildiğim;kocaman bir balkon...
Nedense annem, o zamanlar sokakta oyun oynamama izin vermezdi!
Sebebini şimdi düşünüyorum da;ya beni tehlikelerden korumak yada sokak şartlarıyla zamansız ve savunmasız tanışmamı engellemek için olsa gerek...
O zamanlar yasakları sorgulayamayacak kadar küçüktüm...
Tabii bu yasak,balkonu daha da önemli kılıyordu!!!
Komşu çocuklarla balkondan balkona saklambaçlar oynanır,sohbetler edilirdi...
Balkonun ortasındaki kocaman panjur,saklambaç oynarken saklanmama
yardım ettiği için, en sevdiğim bölümdü!Ancak panjura sarılan hanımeli vaıstasıyla,böcekler tarafından merdiven olarak kullanılması sevgime gölge düşürürdü!
Evimiz iki katlı,beyaz boyalı,güzel bir bahçe içinde,iddiasız ama zevkli bir
mimariye sahipti.Bahçenin sağ tarafında,beyez bir demir kapıdan girilir,asma bir merdivenden çıkılırdı ,sokak kapısına...Biz demir kapının gıcırtısını duyar duymaz,balkonun yan tarafına koşar,gelenin kim olduğuna bakardık!Böylece
daha o devirde,görüntülü diafon sistemini keşfetmiştik;biraz ilkel olsa da!!!
Sokak kapısından sonra,ikinci bir cam kapıyla girilirdi salona.O kapıdan ne zaman girsem;fırından yeni çıkmış kurabiyelerin eve sinmiş kokusu;sürüp
giden bir güvenin garantisiyle huzur verirdi, çocuk yüreğime...
Ve bir koridora açılan kapının ardındaki dünya!!!Koridorun bir ucunda
annemlerin yatak odası,bir ucunda sandık odası....Ve bu iki oda arasında,
gidip gelen yıllarım....
Annemlerin yatak odasına daha ziyade, annem evde yokken işim düşerdi!Bir telaş bir heyecanla koşup,tuvalet masasısındaki malzemeleri sürebildiğimce çok yüzüme sürüp,annemin en yüksek ökçeli ayakkabılarını giyerdim hemen.Öyle bir hayran izlerdim ki aynada;palyaçoya benzettiğim
yüzümü!Öyle kendimden emin yürürdüm ki;o ökçeli ayakkabıların içinde kaybolmuş küçücük ayaklarımla!_Ah !derdim.Bir büyüsem!Bir büyüyebilsem!_
Ne gereksiz bir aceleymiş,o çocuk yıllarımı terketmek için...Ne güzelmişim;o
boyasız,yılları örtme kaygısı olmayan yüzümle!!!Hayata sendelemeden basan
topuksuz,lastik ayakkabılarımla ne kadar güvendeymişim meğer!!!;
Savunmasızlık denen en güçlü silahla....
Ve sandık odası...Bu odanın kapısı sürekli kapalı durur,tahta panjurları
hiç açılmazdı.İçimde izah edilemez bir korku,bir merak vardıbu odaya karşı!!!
Büyük bir dikkatle kollardım,annemin bu odaya girme zamanlarını;ve hemen
koşar izin alabildiğim ölçüde;ya kapıdan,ya bir adım içeride,yada çok büyük
bir istisna,odanın içinde dolaşarak,merakla incelerdim etrafı.Kocaman kocaman sandıklar,bohçalar,nasıl da cezbederdi beni.İçlerine bakabilmek için
can atardım!Sonra o kapı tekrar kapanır,içindekiler bilinmezliğe gömülürdü....
Sandık odasının açılıp kapanması arasındaki zamanlara sığdı seneler!!!
Her seferinde bu odaya kapatılan eşyaların ve bu eşyaların taşıdığı hatıraların
sayısı biraz daha çoğaldı...Tıpkı benim yaşanmış zamanlarım gibi!!!
Ben büyüdüm...Şehrimiz büyüdü...Evimiz yaşlandı...
Ve bu evi terketme zamanı geldiğinde;bütün odalar boşaltıldı!!!
Tabiiki sandıkodası da...Artık kapısı açılmıştı!!!Ve evimizin yeni sahipleri için bu odanın,diğer odalardan hiçbir farkı yoktu!!!
Yılların duvarlardaki tozlu parmak izleri,bir boyayla örtülmüş,açılan panjurlarla yaşam içeriye davet edilmişti...
Ve şimdi yüreğimde;kapısı kilitli,sandık sandık hatıralarla dolu ,bir oda var....
Yaşam koridorunun öbür ucunda;kapısında çocukluğumu bıraktığım;
SANDIK ODASI...
şiir&fotograf
selma Çuhacı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Vakit ayırdığınız ve yorumunuz için teşekkür ederim ))